Botoks Uygulamaları

Botox sanılanın aksine yılan zehiri olmayıp Clostridium botulinum adlı, doğada bulunan bir bakterinin toksinidir (Botulinum Toksin Tip A). Bu bakteriden laboratuvar ortamında elde edilen toksin saflaştırılıp seyreltilerek ilaç şeklinde flakonlanmaktadır.
Türkiye’de, Çin veya Hint malı ürünler dışında, Amerika ve Avrupa kaynaklı 3 değişik markada botulinum toksini kullanılmaktadır. Botox aslında Allergan firmasının ürettiği botulinum toksininin piyasa ismi olmasına rağmen ilk çıkan ürün olduğu için genel olarak botulinum toksinlerin hepsine kullanılan bir isim haline gelmiştir. Diğer marka isimleri Dysport ve Neurobloc’tur.

Yapılan araştırmalarda C. Botulinum adlı mikroorganizmanın toksininin geçici kas felci yaptığının saptanmasından sonra, Botox ilk kez ortopedistler tarafından spastik kasları gevşetmek amacıyla, göz hekimleri tarafından da şaşılık tedavisinde kullanılmıştır. Zaman içinde mimik çizgilerine sebep olan yüz kaslarının hareketlerini engellemek amacıyla da kullanılabileceği öngörülmüş ve bu amaçla FDA onayı alınarak estetik kullanıma girmiştir. Şu anda tüm dünyada en çok yapılan ameliyatsız estetik uygulamasıdır.
Botulinum toksin, istemediğimiz mimiğe neden olan kasın içine enjekte edildiğinde geçici bir süreliğine kasın kasılma fonksiyonunu azaltır veya durdurur ve böylece kasın üzerindeki deri kırıştırılamadığı için düzleşir. Botox uygulaması poliklinik şartlarında yapılabilen kolay bir enjeksiyon işlemidir. Enjeksiyon yapılan bölgelerde yarım saat içinde geçen hafif bir şişlik ve kızarıklık oluşabilir.  İlacın etkisi genellikle 2-3 gün sonra ortaya çıkmaya başlar ve 7-10 gün içinde tam olarak oturur. İlk uygulamadan sonra çoğunlukla etkisi 4 ay sürer, mükerrer uygulamalarla bu etki süresi 8 aya kadar uzayabilir. Yapılan dozun miktarı, yeri, kaçıncı sefer yapıldığı da süreyi etkileyen faktörlerdir……

Dudak Dolgusu

Dolgu Estetiği, yaş, sigara kullanımı, güneş ve yer çekiminin sonucu olarak, ciltte zamanla kollajen azalmasında ve kırışıklıkların giderilmesinde önemlidir. Ve bu sürece müdahale edilmediğinde yüz bölgesinin yağ miktarı hem azalır hem de yağların yeri değişerek yüzümüzde sarkıklıklar oluşmaya başlar. Oluşan sarkıklıklar ve çukurlar dolgu estetiği ile düzeltilirler.

Dolgu estetiğini basite indirgemek gerekirse; hacim yetersizliği olan bölgeye yapılan takviye işlemidir. Ancak bu sadece basite indirgenmiş halidir. Dolgu estetiği yapılan bölgedeki etkisi, kullanılan dolgunun türüne, yapısına ve tabi ki kalitesine göre değişir.

Yüz dolgusu estetiği; kırışıklık gidericinin üst yüz bölgesindeki gençleştirici etkisinin, alt yüz bölgesindeki muadilidir denilebilir. Ve kırışıklık giderme ile yok edilemeyen, daha önceden de bahsettiğim ‘pasif kırışıklıklar’ yüz dolgusu ile kombine edildiğinde, %100′ e varan derecede düzelme sağlar.

Son dönemde oldukça popüler ve oldukça başarılı sonuçları olan bir işlem olmasına rağmen bu konuda yetkisi olmayan hekim ve hekim dışı birçok kişinin olaya dâhil olmasından dolayı halkımızda oldukça önyargısı oluşan bir işlemdir.

Dolgu Estetiğinin Kalıcılık Süresi Ne Kadardır?

Daha detaylı bilgi vermeden önce dolguların kalıcılık süresi hakkında sizleri aydınlatmak istiyorum. Dolgu yapılan alana enjekte edildikten sonra cildimizin altındaki yapıya bütünleşmiş olur ve bir takım kimyasal reaksiyonlar başlar. Bu dolgunun metabolize edilme fazıdır ki, dolgu yapıldığı an itibariyle bu faz başlar. Dolgunun kalitesine göre ve yapısına göre 9 ay ile 3 yıl arasında değişir.

Kimyasal süreci etkileyen diğer süreç mekanik süreçtir. Yani dolgu yapılan bölgenin hareketli olup olmamasıdır. Örneğin; dudak dolgusu ile nazolabial bölgeye veya alın bölgesine yapılan dolgunun aynı sürelerde erimesini beklemek çok doğru değildir. Dudak hareketli bir bölge olduğu için, diğer alanlara göre dudak dolgusunun erime süresi daha kısadır.

Dolgunun erime süresini etkileyen bir diğer faktör de, kişinin yaşam tarzıdır. Sigara, alkol tüketimi fazla olan, uyku düzeni olmayan kişilerde dolgunun da verimi ister istemez azalmaktadır. Kaliteli bir dolgu kullanıldığında, en uygun koşullarda kalıcılık süresi 9-18 aydır ve bu süre kişiden kişiye değişmektedir.